Haziran 2014
New Mexico eyaletinde bin yıllık bir Kızılderili köyü olan Taos Pueblo‘ya vardığımızda neredeyse öğlen olmuş ve çöl sıcağı iyice bastırmış durumda. Zaman kısıtlı olduğu için havanın biraz da olsa serinlemesini beklemek istemiyoruz ve şapkaları takıp, Maya’yı da güneş kremine bulayıp ve şemsiyenin altına alıp başlıyoruz köyü dolaşmaya.
Amerika’daki ilk yerleşik halklardan sayılan Pueblo Kızılderililerinin torunları bu gün hala Taos Pueblo’da yaşıyorlar. UNESCO bünyesindeki bu köyde tam zamanlı yaşayan 150-200 arası Pueblo var. Modern hayata uyum sağlamakla birlikte geleneklere ve tarihlerine de bağlı kalmaya çalışıyorlar. Kurutulmuş çamurdan yapılmış evlerin içlerinde halen köylüler yaşıyor; köyün ortasındaki ortaklaşa kullanılan, çamurdan yapılmış köy fırını aslına uygun muhafaza edilmiş. Köyün içinde elektrik, musluktan akan su ve internet yok. Ama köylülerin çoğunun Taos Pueblo yakınındaki modern yerleşim birimlerinde evleri var ve köy içindeki bu geleneksel evlerini sadece özel kutlamalar için ya da kısıtlı zamanlarda kullanıyorlar. Dolayısıyla modern hayattan izole edilmiş kızılderili yaşamı aslında sembolik, gerçekte kızılderililerin torunları şehirlerde yaşıyor, üniversitelerden mezun oluyor, modern bir hayat sürdürüyorlar.
Taos Pueblo çok ziyaretçi çeken, oldukça turistik bir yer günümüzde, bunun da etkisiyle mi bilmem, bana biraz film stüdyosu, eğlence parkı havası taşıyor gibi geldi. Girişte oldukça yüksek de bir ücret ödeniyor (Yetişkinler için kişi başı 16 Dolar, 10 yaş altı çocuklar için bedava). Köyün oldukça profesyonel bir web sitesi mevcut, buyrun burada. Giriş ücretine yarım saatlik bir rehberli köy turu dahil. Rehberler ise Pueblo gençleri. Tur sonunda memnun kalırsanız bahşiş verebiliyorsunuz, mecburi değil. Bizim rehberimiz genç bir Pueblo kızı, yarım saat boyunca bizi köyün önemli noktalarına götürüp, buralara dair bilgiler veriyor; köy kilisesi, bir kaç tane örnek köy evi, geleneksel köy fırını…Tur bittikten sonra kendi kendinize biraz daha etrafta dolaşıp hediyelik eşya mağazalarına çevrilmiş bir kaç köy evini ziyaret etmeniz mümkün.
Sonuç olarak, ziyaret etmeye değer mi diye bana soracak olursanız, eğer ki rotanızın çok dışına çıkmadan yol üzerinde uğramak mümkünse ve giriş ücretini yüksek bulmuyorsanız neden olmasın? Amerika’ya kadar gelip de orijinal bir kızılderili köyü görmek özel bir şey ne de olsa. Ayrıca bir sahnesi burada çekilmiş olan meşhur Easy Rider filminin anısını yadetmek için bile gelinebilir buraya 🙂
Taos Pueblo Köyü’nden çıkıp bir süre etrafta yemek yiyebileceğimiz yer arıyoruz ama yol üstünde, çok kötü görünen bir kaç fast food dükkanından başka bir şey yok. Bir sonraki kasaba olan Chama‘ya gidiyoruz ve burada bir yemek molası veriyoruz, bu esnada da Chama’nın da kendi çapında turistik bir kasaba olduğunu öğreniyoruz; kış sporları ve tarihi buharlı lokomotiflerle yapılan güzel manzaralı demiryolu seyahati için ana durak olması ile ünlüymüş burası anlaşılan. Bu buharlı lokomotifle yapılacak bir tur için kişi başı 95 Dolar (artı vergiler) ödenmesi gerekiyor, meraklılarına duyurulur. Buharlı tren istasyonunun hemen karşısında seyahatimizin en güzel yol üzeri restoran & kafelerinden birini buluyoruz: Boxcar Cafe. Yolunuz Chama’ya düşerse bir kahvaltı ya da öğle yemeği için buraya mutlaka uğrayın derim. Karnımızı doyurduktan sonra tekrar yola koyuluyoruz, bir sonraki durak yine eski çağlarda Pueblo halkına ev sahipliği yapmış olan bir doğal park, Mesa Verde Ulusal Parkı!
Geri bildirim: Taos Pueblo: Bin Yıllık Kızılderili Köyü | Sosyal Hayata Dair Herşey
Söyleyin babasına yemesin o minik yavruyu :)) İnanın köye bayıldım masal gibi yahu :))
Son anda siparişler yetişti, yavru kurtuldu :)) Çok güzel bir blogunuz var sizin de bu arada.
Sevgiler
Şilan
Geri bildirim: Kuzey Amerika Yerlileri (Seyyar Yaşam Tarzı) – medley mimari blog