Tag Archives: İngiltere’de yaşam

Bristol 1: Yeni Evim

Standard

Konuk Yazar: Ceren Aydın

Herkese merhaba,

Bir önceki Ingiltere: Genel Bilgiler yazısını okuduysanız zaten biliyorsunuz, okumadıysanız hemen söyleyeyim: Konuk yazarınız Ceren Aydın artık Ceren Aydın Topkaya oldu ve iki aydır Bristol’da yaşıyor.

Castle Park – Parkın hemen karşısında The Galleries alişveriş merkezi ve Broadmead Shopping Area var. Parkın sonu da Old Market’a açılıyor.

Castle Park – Parkın hemen karşısında The Galleries alişveriş merkezi ve Broadmead Shopping Area var. Parkın sonu da Old Market’a açılıyor.

Simdi öncelikle burası artık benim yeni memleketim olduğu icin tam turistik bir yazı olmayacak bu, örneğin hiç otelde kalmadım. Ama burayı Türkçe anlatan kapsamlı bir yazı da bulamadığım için yazımı mümkün olduğu kadar detaylı yazacağım. İki bölüm olacak, birinci bölüm genel bilgiler ve biraz sanat hakkında, ikinci bölüm ise gezilecek yerler hakkında olacak.

Bristol Ingiltere’nin en yaşanabilir şehri seçilmiş, havası nispeten daha güzel, içinde 2 büyük üniversite var, gece hayatı güzel, yeşil, Londra’ya yakın ama onun kalabalığından ve pahalılığından uzak diye. Ben de açıkcası burada oturduğumuza çok memnunum, çünkü burada merkezde 1 oda 1 salon bir evin aylık kirası Londra merkeze metroyla yarım saatte gidilen bir evin tek oda fiyatı kadar, hem de tam merkezde oturduğumuz icin her yere yürüyerek gidebiliyorum.

Brist1_2

Yukarıdaki Ingiltere haritasında görebileceginiz gibi Bristol güneybatıda (burada yönler önemli, her şey kuzey güney diye tarif ediliyor), Londra’ya trenle aşağı yukarı 2 saat mesafede. County- eyalet olarak da Avon diye geçiyor. Merkez tam deniz kenarında değil, merkezden Avon nehri geçiyor. Deniz kenarı olan bölgesi kuzeyde, güneyinde de Chew Valley Gölü var. Batısında Galler Bölgesinin baskenti Cardiff var, boğazdan köprüyle 40-45 dakikada gidiliyor. Daha güneyindeki büyük şehirler ise Plymouth ve Southampton. Plymouth’a Paskalya (Bu sene Nisan’ın ilk haftası kutlandı – Isa’nin dirilişi) tatilinde gittik, gördük, beğendik, önümüzdeki yazılarda anlatacağım.

Kuzeydeki diğer büyük şehirlere de Liverpool – Manchester gibi, 3-4 saatte ulaşabiliyorsunuz zaten.

Bristol ana tren istasyonu Temple Meads diye geçiyor. Merkeze 15 dakika yürüme mesafesinde. Onun dışında Parkway istasyonu da var, biraz daha şehir dışında.

Tren yolculuğu çok yaygın ama pahalı. Örnegin peak saatler var iş saatleri, fiyatlar daha pahalı çünkü bir çok kişi Bristol dışında yaşıyor, merkeze trenle geliyor. Londra’ya trenle gidiş geliş bileti aldığınız güne ve saate göre değişmekle beraber 40-100 pound arası bir rakama geliyor, bileti erken almakta ve off peak saatleri seçmekte fayda var.

http://www.firstgreatwestern.co.uk
http://www.thetrainline.com/

Şehirlerarası ulaşım icin bir diğer alternatif de otobüs. Trenden biraz daha uzun sürüyor (Örnegin Bristol – Londra ortalama 3 saat sürüyor, çünkü yol daha dolambaçlı ve trafiğe giriyorsunuz, ama Londra’nın tam göbeğinde Victoria Coach Station var, oraya bırakıyor, evet burda şehirlerarası otobüse coach deniyor), ama daha ucuz, ve saat başı çalışan 2 Firma var. Fiyatlar gidiş geliş ortalama 20 – 30 pound civarı. Bristol Coach Station da merkezi sayılır, merkezden yürümek 10 dakika.

http://www.nationalexpress.com
http://uk.megabus.com/

Temple Quay – yeni işyerlerinin olduğu bölüm – arka tarafta da Temple Meads tren istasyonu var.

Temple Quay – yeni işyerlerinin olduğu bölüm – arka tarafta da Temple Meads tren istasyonu var.

Bu arada Bristol’de havaalanı da var ama uçaklar sınırlı, yine Türkiye’den gelirken Londra’ya gitmek en mantıklısı, buradan sadece yaz döneminde özelikle deniz güneş icin Bodrum’a ve Dalaman’a düzenli uçaklar var. Onun dışında Berlin, Amsterdam vb. uçaklar da var ama biraz pahalı. Bristol merkezden direkt havaalanına giden Bristol Flyer otobüsleri var, 7 pound.

Brist1_4

Collage Green ve arkada Bristol Katedrali / College Green dedikleri yer Park Street girişinde, hemen Bristol Üniversitesi’nin başında, güneşli havalarda burası çok şenlikli oluyor. Buranın hemen yanında Belediye Binası da var.

Kalacak yerler genelde merkezdeymiş, örnegin Bristol Backpackers var uygun fiyatlı kalacak yer, Homestay Bristol ve Travelodge da aynı şekilde. Diğerleri biraz daha pahalı, Holday Inn ya da Radisson Blu. Tren istasyonu yakınlarında da Novotel, Ibis, Holiday Inn ve buranın zincir oteli Premier Inn var.

Bristol ismi nereden geliyor derseniz Brigstow’mus buranın eski ismi, köprü kasabası gibi bir anlama geliyor. Castle Parktaki kale ve civarı şehrin ilk yerleşim yeriymiş, orda da bir köprü var, olmuş mu size şehrin ismi.

Ingilizler isim konusunda pek yaratıcı değiller, sokaklar genelde Queen Square, Prince Street vb. isimlerde. Adres bulmak da haliyle biraz zor, çünkü mesela Queen House, Queen Street diye bir adres var elinizde, numara yok, o ev sadece ismiyle anılıyor, bu yüzden BS1 5AD gibi posta kodları önemli, onlarla direkt gideceğiniz yeri bulabiliyorsunuz. Şehir sınırları içerisinde yaklaşık 500 bin kişi yaşıyor, büyük yani. 13. Yüzyıldan beri burası nehir kenarında olması ve iyi bir limanı olması sebebiyle önemliymiş.

Yani kısaca burada ticaret deseniz var, kültür deseniz var (iki tane büyük üniversitesi var: Bristol University ve UWE – University of West England) sanat deseniz o da var, çünkü burası Ingiliz sokak sanatçılarından en büyügü (street art ya da Graffiti de deniyor) Banksy’nin memleketi.

Banksy – Well Hung Lover – Park Street uzerinde

Banksy – Well Hung Lover – Park Street uzerinde

Şimdi bu Banksy’de biraz duralım, çünkü ilginç bir hikaye, en azından bence 🙂 Ingiltere ile ilgi genel bilgileri verirken bahsetmiştim, burası edebiyatın, muziğin, kültürün tavan yaptığı yerlerden biri. Ama bu sokak sanatı da nedir yahu derseniz Avrupa’da, 2. Dunya Savaşı döneminde ortaya çıkan, Berlin Duvarı ile iyice tavan yapan, hızlı bir şekilde yapılan, çoğunlukla sosyal içerikli, genelde illegal, ağırlıklı sprey boyayla yapılan resimler ya da duvar yazıları olarak tanımlanıyor. Üzerinde düşününce aslında ciddi yaratıcılık gerektirdiğini görüyorsunuz. Hip hop müzigi ile bağdaştırılıyor genelde, ama Amerika’da. Avrupa’da daha çok protesto icin yapılıyor.

Banksy gerçekten çok meşhur, eserleri milyon dolarlar ediyor, kimse kim olduğunu bilmiyor, kimliğini gizledikçe daha da merak ediliyor, Blur’un bir albüm kapağını resmetmiş, eserleri müzelerde de sergileniyor, Filistin’de de. Londra’da çizdiği bir resimde iki polisi öpüştürmüş, bir çoğunda hep bir protesto var, çok ince bir sekilde her şeye dokunduruyor, tarzı özgün vs. gibi sebeplerle bu kadar seviliyor. Sokaklar insanlara aittir diyen bir gerilla sanatçısı kısaca, ben de kendisini çok sevdim. Geçenlerde tutuklandı, kimliği afişe oldu gibi haberler çıktı, sonra yalanlandı, bir sürü de taklitçisi var.

http://www.banksy.co.uk

Banksy – Mild Mild West- Cheltenham Road üzerinde – The Canteen pub’ın yanında

Banksy – Mild Mild West- Cheltenham Road üzerinde – The Canteen pub’ın yanında

Türkiye’de de gezi parkı eylemleri ile sokak sanatı aldı yürüdü. Herkes eserlerini müzelerde sergileyemiyor. Nasıl bazı yazarlar kendilerini bloglarda ifade ediyorlarsa, herkes kitap yazamıyorsa, bazı ressamlar da bunu yapıyor işte. Ben destekliyorum.
Bristol de benim gibi düşünüyor olacak ki en büyük müzeleri olan Bristol Museum & Art Gallery’de Banksy’nin bir eseri sergileniyor.

Bristol Müzesi – Çin yeni yılı Kutlamaları Sırasında / Müzisyenlerin solunda duran kafasına kova geçirilmiş heykel Banksy.

Bristol Müzesi – Çin yeni yılı Kutlamaları Sırasında / Müzisyenlerin solunda duran kafasına kova geçirilmiş heykel Banksy.

Yine Bristol’de iki senede bir sokak sanatı festivali düzenleniyor, sanatçılar bir sokakta, o sokaktaki apartmanların duvarına boydan boya graffti yapıyorlar, çok etkileyici.

Benim favorim – Meksikalı sanatcı ELMAC

Benim favorim – Meksikalı sanatcı ELMAC

Neyse bu kadar sanat yeter, artık gezilecek yerlerden bahsedeyim.

Merkez hep posta kodu olarak BS1 sınırları icerisinde kalıyor, internetten arama yapacaksanız işiniz kolaylaşır bu posta koduyla.

Öncelikle şehirde yürüyerek bir yerlere gitmek en mantıklı çözüm, yollar geniş, kaldırımlar rahat, yanınızda nehir var, ağaçlar, çiçekler. Bir başka alternatif bisiklet, burada sıkça kullanılıyor. Metro yok. Onun dışında otobüs de kullanabilirsiniz, tek gidiş bir kaç durak icin 1.5-2.5 pound, günlük sınırsız bilet alırsanız 4.4 pound. Biletleri otobüsün içinden alıyorsunuzö nereye gideceğinizi söylüyorsunuz. Şehir merkezinde bir sürü durak var, ama her otobüs her durakta durmuyor, bu yüzden bazen yan yana iki durak da olabiliyor, hangi otobüsün nereden kalktığına bakmakta fayda var, bazı duraklarda hangi otobüse kac dakika kaldığını gösteren panolar da var, ama ilk seferlerde kontrol etmek gerek.

Web sitesi: http://www.firstgroup.com

Uzun sure kalacaksanız buranın akbili touch card. İnternetten başvuru yapıyorsunuz, adresinize kart postalanıyor. Ama karta yukleme yapınca bilet fiyatı indirimli olmuyor.

http://www.touch-card.co.uk

Harbourside – Avon nehir kenari

Harbourside – Avon nehir kenari

Nehir uzerinde tekne turları da düzenleniyor.

Tabi araba da kiralanabilir, ama merkezde gerçekten gerek yok, bir de sağdan trafik, sigorta, park ücreti vs. derken astarı yüzünden pahalıya gelebilir.

Üstü açık turistik otobüslerle gezmek isterseniz de günlük fiyatları 14 pound. Tekne turuyla birleştirirseniz 20 pound. 20 duraktan istediğinizde inip istediğinizde biniyorsunuz.

http://www.citysightseeingbristol.co.uk

Benden şimdilik bu kadar. Ikinci yazıda gezilecek yerler, yenecek yemekler ve publar var.

Herkese iyi gezmeler..

Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez

 

İngiltere 1: Genel Bilgiler

Standard

Konuk Yazar: Ceren Aydin

Herkese merhaba,

Memleket degistirmek cok zormus ey okuyucular. Evet bunu yaptim, iki aydir es durumundan Ingiltere’de, Bristol’da yasayan bir insanim. Isim yok, gucum yok, is ariyorum, bir yandan da geziyorum tozuyorum iste. Benden nefret etmeyin, gercekte okundugu kadar eglenceli degil. Neyse, bu yazinin amaci benim 2 aylik Ingiltere yasantimdaki gozlemleri paylasmak ve benim gibi olasi bir Ingiltere tasinma plani, ya da yolculugu olanlari, ya da sadece merak edenleri bu bilgilerle donatmaktir 🙂 Tabi bu gozlemler kisiye ozel olup hayir ben boyle dusunmuyorum diyenler olacaktir.

IngGenel1

Avon irmagi kiyisinda oturdum agladim

Once Ingiltere nedir? Buyuk Britanya nedir? Kavram kargasasini engellemek icin buraya yaziyorum:
Birlesik Krallik = Kuzey Irlanda + Ingiltere + Galler + Iskocya
Buyuk Britanya Adasi = Ingiltere + Galler + Iskocya

Simdi secimler var mayista Ingilterede de, en cok konsulan konu bu su an. Gelelim diger konulara..

Ingiltere Vizesi: Evet benim en cok korktugum ama sasirtici bicimde surprizsiz ve nispeten hizli olan bolumdu. Benim durumun biraz ozeldi, esim TIER 2 dedigimiz calisma vizesiyle 5 yillik vize alip benden 4 ay once tasindi, sonra noel doneminde geri geldi, biz evlendik, Ocak 2015 benim soyadimi degistirme, pasaport degistirme, vize basvuru sureclerimin oldugu donemdi, cunku ben es durumundan olan vizeye, yani TIER 2 Dependant vizesine basvurdum. Evet bildiginiz bagimliyim, esim bir sekil Ingiltereden ayrilmak durumunda kalirsa ben de tipis tipis kiskislanacagim, feminist damarima az dokunmuyor degil 🙂

Onerilerim, vize icin bilgileri sadece https://www.gov.uk/apply-uk-visa adresinden alin, kanunlar, sartlar her an degisebiliyor, tanidiginizin bir sene once yaptiklari artik gecerli olmayabilir, hatta bu alanda calisan araci kurumlar bile bazen yanlis yonlendirebiliyorlar. Ben kendim yaptim butun sureci, hesapta belli bir miktarin uc ay boyunca dokunulmamis olmasi gerekiyordu, bunu zaten yapmistim, gerisi 3 haftada, vizenin cikmasi da bir haftada bitmisti. Ama her seyi tek tek kontrol ettim, hic bir acik nokta birakmamaya calistim.

Turist vizesi ise nispeten kolay, ne kadarlik istediginize gore vize ucreti degisiyor, ki bence super bi uygulama, Schengen icin basvuruyorsunuz ve cogu zaman ne kadarlik cikacagi belli bile degil, burada ise bastir parayi al bes yillik vizeyi rahat et durumu var.
6 aylik vize ucreti 133 USD
2 yillik vize ucreti 505 USD
5 yillik vize ucreti 917 USD
10 yillik vize ucreti 1150 USD

Uzun donem dusunuyoruz evet, ama vatandaslik olaylarini daha arastirmaya baslamadik, o yuzden bilgi veremeyecegim. Bir de Turklere ozgu Ankara Anlasmasi var, kendi sirketinizi kurdugunuz taktirde vizeyi alabiliyorsunuz, ancak cok fazla Turk bu sekilde gidince sartlarini cok agirlastirmislar diye duydum, cesaret edemedim acikcasi.

INGILIZ HALKI: Tabi ki en cok merak edilen. Bir memleket neden patates kizartmasina sirke dokmeye karar verir? Bilmiyorum!! Evet bu saka degil, bunu gercekten yapiyorlar. Erken evlenip cok cocuk yapiyorlar, kendilerine inanilmaz guvenliler, surekli spor yapiyorlar, bisiklete biniyorlar, kosuyorlar, cok bahsis birakmiyorlar, her bulduklari parkta istedikleri yesil alanda piknik yapabilirler, gunesi gorunce butun programlarini erteleyip sokaga kosuyorlar, kesinlikle az usuyorlar, hatta hic usumuyorlar, cok iciyorlar, bizden daha az calisip daha cok uretiyorlar.

Bence iyi hos insanlar,da tek bir seye ciddi takiliyor insan, siz nekadar iyi ingilizce konustugunuzu dusunseniz de asla sizi anlamiyorlar. En basit ornek, bir ranevum var Ken ile, giristeki hatuna ‘Ken’le gorusecegim dedim, anlamadi, ‘Ken, KEN!’ dedim anlamadi, ucuncude ‘Aa, you mean KEEN’ dedi. Evet canim, Ken. Kac farkli sekilde soylenebilir ki? Sen benim adima Seryn demeyi biliyorsun, ben bir sey diyor muyum? Bu arada aksanlari zor, evet.

IngGenel2

FIYATLAR: Cok pahali, zaten turk lirasina cevirmeye kalkismayin, insanin sinirleri bozuluyor. Bazi seyler de ucuz, ornegin bir bira markette 2 pound, bir pubda 3-5 pound, ortalama bir yemek 5-10 pound arasi, kozmetik ve temizlik urunleri uygun fiyatli, oje cok pahali Elmayi taneyle de alabilirsiniz, paketle de, 6 tane elma 1 pound, muz da asagi yukari ayni fiyatta. Ornekler cogaltilabilir, ama ben kafamda fiksledim artik, buradaki alim gucumuzun Turkiyedekinin iki kati oldugunu hesapliyorum, TL kurunu da 4’e fiksledim, boylece fiyati kendimce ikiyle carpiyorum oluyor. Yani bira 4 TL, alti elma 2 TL gibi..

Burada en pahali olan sey hizmet: Kuafor gibi. 40 pound sac kesimi, 20 pound fon desem sanirim anlasilir. Herkes kendi isini kendi mi goruyor bilmiyorum ama ben bir kez gittim simdiye kadar kuafore, o da elemanlarini egitmek icin model ariyordu, ucretsiz yikama ve fon vardi, oydu. Sirf meraktan egitim ne kadar diye sordum, 2 yilmis 🙂

Ikinci el araba fiyatlari uygun deniyor, ama o araba sigorta ve vergisiyle, bir de otopark ucretleriyle yine iyi bir rakama geliyor, burada yolculuklarda car pooling, araba paylasimi yapilabiliyor.

https://www.blablacar.co.uk/
https://liftshare.com/uk

Taksiler, trenler, tamirciler yine hizmet sektoru sayilacagindan pahali.

YEMEK KULTURU: Burada her sey pub’lar etrafinda donuyor, bizdeki gibi bir cafe kulturu yok. Starbucks bile mesela genelde 6-7 gibi kapatiyor, aksam yemekten sonra gideyim bir kahve iceyim diyemezsiniz.

Yemek olarak fish and chips en populer yemekleri, onun disinda asagida gordugunuz traditional English Breakfast denen olgu var.

Ingiliz Kahvalti Klasigi: Yumurta – Domates- sosis – jambon- mantar- fasulye(evet!)-kahve

Ingiliz Kahvalti Klasigi: Yumurta – Domates- sosis – jambon- mantar- fasulye(evet!)-kahve

Aksam beste kimse ingiliz cayi icmiyor azizim 🙂 Boston Tea House diye bir zincir var, belki o, onun disinda pek gormedim gercekten. Tea cake diye bir sey var gerci, bir de scone, kurabiye gibi ama yumusak, ortadan ikiye bolup uzerine cream dedikleri bizim kaymak gibi bir sey suruyorlar, yaninda da marmelat yiyorlar. Hayat hizli zaten, sabah genelde oatmeal dedikleri yulaf lapasi, kruvasan ya da corn flakes, oglen yemegi kulturu de yok, ya zincir marketlerde 2-3 pounda satilan salata, makarna turu hazir yemekler, ya da sandvic. Ama is aksam yemegine geline degisiyor. Aksam yemekleri genelde agir, ama ciddi spor yapiyorlar, yakiyorlar yani. Ben buraya geldigimden beri kac kilo aldigimi ssoylemeye utaniyorum oysa ki 🙂

Pub olayindan biraz daha bahsetmek istiyorum. Pub oncelikle public house, yani halk evinin kisaltilmisi. Free House da deniyor. Pub’lar bir zincire ait de olabilirler, Wetherspoon gibi, Young’s gibi, Hob Goblin gibi, ya da bagimsiz olabilirler, o zaman da bagimsiz olmamizla gurur duyuyoruz falan diyorlar, cunku merkezi yerlerdeki publar kalabalik da olsa aslinda her sokakta bir pub var,bu publar bir nevi bizim kahveler gibi, oranin halkini bulusturan geyik noktalari. Ama bakkal supermarkete karsi gibi bir durum olusuyor, o publar kapanip yerine supermarketler aciliyor, oranin halki da biralarini ordan alip evlerinde iciyor. Bu istenmeyen bir durum, bu yuzden acik olan publar surekli musteri cekmek icin etkinlikler duzenliyorlar, canli muzik gibi, quiz geceleri gibi, iki alana bir bedava gibi.

Bu arada bira tabi ki en populer icki, ale ve lager agirlikli. En populer marka Carling, Foster’s, Kronenburg ve Belcika markasi olan ama Ingiltere’de de uretilen Stella Artoix. Guinness de cok tuketiliyor. Bazi publarda Efes bulmak da mumkun.
Bira disinda bir de cider dedikleri, alkollu elmali soda gibi bir sey de cok populer. İlk ictiginizde bu ne ya diyorsunuz ama sonra alisiyorsunuz merete 🙂 Benim bildigim markalar Strongbow ve Thatchers. Armutlusunu da yapiyorlar.

Ingiliz klasigi Sunday roast – Et, domuz ya da tavuk rosto, catalimdaki sey yani yorkshire puding, sebze, patates, ustune de gravy sosu. Himmm, acaba seni nasil yesem?

Ingiliz klasigi Sunday roast – Et, domuz ya da tavuk rosto, catalimdaki sey yani yorkshire puding, sebze, patates, ustune de gravy sosu. Himmm, acaba seni nasil yesem?

Tabi aslinda ingiliz mutfagi biraz zayif, bu yuzden alternatif olarak her kosede meksika, italyan, cin ve hint mutfagi bulabilirsiniz. Donerciler de ara ara var. Bir de nohut koftesi olan falafel cok populer.

ALISVERIS: Yemek alisverisi iki sekilde yapiliyor: Ya supermarketlerden (Sainsbury, Tesco, Morrisons ve ASDA- zaten her kosede mutlaka bir sekilde karsiniza cikiyor) alisveris yapiliyor, ya da haftada bir farmers market dedikleri sokak pazari kuruluyor, oradan alisveris yapiyorlar. Boots en populer kozmetik urunlerinin satildigi yer, No 7 en guzel Ingiliz kozmetik markasi, mutlaka bakin derim. Her buyuk markanin kendi private label dedikleri markalari var, mesela Tesco sut, yogurt gibi, onlari almak daha uygun oluyor. Alisveris merkezleri de var ama neyse ki Turkiye’deki gibi her kose basi degil. Alisveris merkezleri bile pazar saat 5’te kapanabilir, bank holiday dedikleri tatillerde her yer kapalidir, dikkatli olmakta ve acilis kapanis saatlerini ogrenmekte fayda var.

Bristol Pub Ortamlari – Seamus Odonnels – Irish Pub candir

Bristol Pub Ortamlari – Seamus Odonnels – Irish Pub candir

EV TUTMAK: Yeni gelen biri icin ilk asamada cok zor, cunku guvenmedikleri adama ev vermiyorlar. Guvenmek icin bankada hesabin olsun, credit score dedikleri senin kredibiliteni gosteren bir sey olsun istiyorlar. E banka da hesap acmak icin ev adresini ispat etmeni istiyor, nasil olacak bu kisir donguyu asacagiz diyorsunuz. Bazen sansiniz yardim ediyor, bazen is yerinden yardim istiyorsunuz vs. Ingilizler genelde sehir disi tercih ediyorlar, cunku sehir icindeki apartman dairelerini sevmiyorlar, ev istiyorlar. Kopekleri var, kucuk bir bahce olsun evin arkasinda, burda cocuklarla oynasin, yakinda parka yuruyuse cikarsin, herkesi tanisin istiyor. Bu yuzden Ingiltere’de ev almak ve mortgage cok yaygin. Ingilizlerin yarisina yakini kendi sahip oldukari evde oturuyor. 30 yillik krediye girmekten cekinmiyor.

Ev tutarken bakilan web siteleri:
http://www.zoopla.co.uk/
http://www.rightmove.co.uk/

Evler esyali tutulabiliyor, ama genelde hali kapli oluyor. Gerci buyuk supermarketlerden hali yikama makineleri kiralanabiliyormus gunu birlik.

London – M&M Store

London – M&M Store

RESMI ISLER: Ne yazik ki resmi isler cok yavas, cok burokrasi ve ciddi kagit isi var. Asli gerekiyor her seyin, imza gerekiyor, bir seye telefonla basvuru yapiyorsun ornegin, NINO mesela, burada calisirken kullandigin numara, bizdeki eski  vergi numarasi gibi,  evine resmi evragi geliyor, onu doldurup postayla goneriyorsun, onlar degerlendiriyor, iki hafta sonra evin tekrar posta geliyor, numara yaziyor vs. Ehliyet icin zaten burada en az alti ay yasaman lazim, sonra yine postayla basuru yapiyorsun, sonra bekle dur, gibi. Burada ek olarak Council Tax denen belediyeye odedigin vergiden TV vergisine kadar her sey icin ciddi vergi oduyorsun, ve odemedigin zaman da yaptirimlar yine gayet ciddi.

Mimari ornegi – Bristol Universitesi binalari

Mimari ornegi – Bristol Universitesi binalari

SAGLIK SISTEMI: NHS denen bir sistem var, National Health System. http://www.nhs.uk/Pages/HomePage.aspx Bizdeki aile hekimi gibi, once evinizin ordaki NHS’e kayit oluyorsunuz, sonra bir problem olursa gidip hallediyorsunuz, asla hastane yok cok ciddi bir sey olmadikca. Bazen problemli olabiliyormus, mesela bel agrisi vs. durumlarinda bir agri kesici verip gonderiyorlarmis, ama ben hic sikayet edemem, buraya gelmeden once Turkiye’de haftada bir alerji asisi oluyordum, sorun olmadan devam ettiler.

Disci dahil degil ve cok pahali, dis agrimiz olursa Turkiye’ye ucak bileti alsak ve yaptirsak daha iyi olur, o derece 🙂

KULTUR: Simdi Shakespeare desem, Beatles desem, hatta Spice Girls desem, J.K. Rowling – Harry Potter desem tanimayan var mi? Saka bir yana edebiyat ve muzik konusunda kimse ellerine su dokemez, Keats, Daniel Dafoe, Charles Dickens, Virginia Woolf, Thoma Hardy, Jane Austen, Emily Bronte, Sir Arthur Conan Doyle, George Orwell, Agatha Christie ve babalarin babasi Tolkien abimiz ve niceleri edebiyatta, Rolling Stones, David Bowie, Led Zeppelin, Iron Maiden, Elton John, Deep Purple, Suede, Blur, Radiohead ve yine babalarin babasi Queen muzikte deha seviyelerindedir.

Gunumuze donersek de muzeler ucretsiz, her kosede bir suru konser var, kutuphaneler herkesin ulasimina acik, daha ne olsun?

Camden- Londra / Azicik guzel havayi gorunce kendilerini sokaga atan Ingiliz ahalisi

Camden- Londra / Azicik guzel havayi gorunce kendilerini sokaga atan Ingiliz ahalisi

EGITIM: Ingiltere’nin okullari da cok begenilir, ‘Urfa’da Oxford vardi da mi okumadik’ diyen muthis Turk sanatcisini bilirsiniz 🙂
http://www.thecompleteuniversityguide.co.uk/league-tables/rankings

Okullarda kamu, ozel ayrimi cok fazla yok, daha dosgrusu disaridan bakinca anlasilmiyor. Evet bu konularda pek bilgim yok 🙂 Tek bildigim 2 yil oncesine kadar universitelerde donem ucreti yoktu ama artik ogrenci basina 9000 Pound aliniyormus, cok fazla degil mi?

IS ARAMAK: Iste bu konuyu iyi biliyorum, iki aydir yaptigim sey 🙂
Oncelikle burada araci kurumlarin ofisleri var her kose basi, ama ben isimi internetten gormeyi tercih ediyorum.

Benim en cok kullandigim siteler:
http://home.monster.co.uk/home/
http://www.reed.co.uk
http://www.totaljobs.com/
http://www.jobsite.co.uk/search

Bu site de ozel olarak yabanci dil kaynakli isler arayanlara yonelik:
http://www.toplanguagejobs.co.uk/

Aslinda ben TIER 2 Independent vizesi sahibi biri olarak sansliyim, discilik ve doktorluk disinda her isi yapabilirim. Esimin vizesi sadece calistigi sirketi kapsiyor, bir sey olsa da ayrilsa yeni vize alacak. Bu butun Tier 2 vize sahibi olanlar icin gecerli, bu yuzden bu riski alabilmek gerekiyor.

Burada is ilanlari verilirken yillik ucreti genelde acik acik yaziyorlar, …… Pound per annum diyorlar, ama o vergi oncesi rakam. Vergi kesinisi sonrasi elinize ne kadar dusecek hesaplamak isterseniz:
http://www.pru.co.uk/xpf_calculators/income-tax-calculator/

Kimse hissettirmiyor, ama ben benimle esit sartlarda olan ingilizlere gore her zaman ikinci tercih olacagimin farkindayim, bu yuzden gelen red cevaplarini kisisel algilamamaya calisiyorum, sabirliyim 🙂

Blaise Castle Park – Bristol / gunes gorunce piknige baslayan Ingiliz ahalisi

Blaise Castle Park – Bristol / gunes gorunce piknige baslayan Ingiliz ahalisi

Benden şimdilik bu kadar. Yeni evim: Bristol yazilariyla devam edecegim.

Herkese iyi gezmeler..

Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez