Konuk Yazar: Ceren Aydın
Herkese merhaba,
Bir önceki Ingiltere: Genel Bilgiler yazısını okuduysanız zaten biliyorsunuz, okumadıysanız hemen söyleyeyim: Konuk yazarınız Ceren Aydın artık Ceren Aydın Topkaya oldu ve iki aydır Bristol’da yaşıyor.

Castle Park – Parkın hemen karşısında The Galleries alişveriş merkezi ve Broadmead Shopping Area var. Parkın sonu da Old Market’a açılıyor.
Simdi öncelikle burası artık benim yeni memleketim olduğu icin tam turistik bir yazı olmayacak bu, örneğin hiç otelde kalmadım. Ama burayı Türkçe anlatan kapsamlı bir yazı da bulamadığım için yazımı mümkün olduğu kadar detaylı yazacağım. İki bölüm olacak, birinci bölüm genel bilgiler ve biraz sanat hakkında, ikinci bölüm ise gezilecek yerler hakkında olacak.
Bristol Ingiltere’nin en yaşanabilir şehri seçilmiş, havası nispeten daha güzel, içinde 2 büyük üniversite var, gece hayatı güzel, yeşil, Londra’ya yakın ama onun kalabalığından ve pahalılığından uzak diye. Ben de açıkcası burada oturduğumuza çok memnunum, çünkü burada merkezde 1 oda 1 salon bir evin aylık kirası Londra merkeze metroyla yarım saatte gidilen bir evin tek oda fiyatı kadar, hem de tam merkezde oturduğumuz icin her yere yürüyerek gidebiliyorum.
Yukarıdaki Ingiltere haritasında görebileceginiz gibi Bristol güneybatıda (burada yönler önemli, her şey kuzey güney diye tarif ediliyor), Londra’ya trenle aşağı yukarı 2 saat mesafede. County- eyalet olarak da Avon diye geçiyor. Merkez tam deniz kenarında değil, merkezden Avon nehri geçiyor. Deniz kenarı olan bölgesi kuzeyde, güneyinde de Chew Valley Gölü var. Batısında Galler Bölgesinin baskenti Cardiff var, boğazdan köprüyle 40-45 dakikada gidiliyor. Daha güneyindeki büyük şehirler ise Plymouth ve Southampton. Plymouth’a Paskalya (Bu sene Nisan’ın ilk haftası kutlandı – Isa’nin dirilişi) tatilinde gittik, gördük, beğendik, önümüzdeki yazılarda anlatacağım.
Kuzeydeki diğer büyük şehirlere de Liverpool – Manchester gibi, 3-4 saatte ulaşabiliyorsunuz zaten.
Bristol ana tren istasyonu Temple Meads diye geçiyor. Merkeze 15 dakika yürüme mesafesinde. Onun dışında Parkway istasyonu da var, biraz daha şehir dışında.
Tren yolculuğu çok yaygın ama pahalı. Örnegin peak saatler var iş saatleri, fiyatlar daha pahalı çünkü bir çok kişi Bristol dışında yaşıyor, merkeze trenle geliyor. Londra’ya trenle gidiş geliş bileti aldığınız güne ve saate göre değişmekle beraber 40-100 pound arası bir rakama geliyor, bileti erken almakta ve off peak saatleri seçmekte fayda var.
http://www.firstgreatwestern.co.uk
http://www.thetrainline.com/
Şehirlerarası ulaşım icin bir diğer alternatif de otobüs. Trenden biraz daha uzun sürüyor (Örnegin Bristol – Londra ortalama 3 saat sürüyor, çünkü yol daha dolambaçlı ve trafiğe giriyorsunuz, ama Londra’nın tam göbeğinde Victoria Coach Station var, oraya bırakıyor, evet burda şehirlerarası otobüse coach deniyor), ama daha ucuz, ve saat başı çalışan 2 Firma var. Fiyatlar gidiş geliş ortalama 20 – 30 pound civarı. Bristol Coach Station da merkezi sayılır, merkezden yürümek 10 dakika.
http://www.nationalexpress.com
http://uk.megabus.com/
Bu arada Bristol’de havaalanı da var ama uçaklar sınırlı, yine Türkiye’den gelirken Londra’ya gitmek en mantıklısı, buradan sadece yaz döneminde özelikle deniz güneş icin Bodrum’a ve Dalaman’a düzenli uçaklar var. Onun dışında Berlin, Amsterdam vb. uçaklar da var ama biraz pahalı. Bristol merkezden direkt havaalanına giden Bristol Flyer otobüsleri var, 7 pound.
Collage Green ve arkada Bristol Katedrali / College Green dedikleri yer Park Street girişinde, hemen Bristol Üniversitesi’nin başında, güneşli havalarda burası çok şenlikli oluyor. Buranın hemen yanında Belediye Binası da var.
Kalacak yerler genelde merkezdeymiş, örnegin Bristol Backpackers var uygun fiyatlı kalacak yer, Homestay Bristol ve Travelodge da aynı şekilde. Diğerleri biraz daha pahalı, Holday Inn ya da Radisson Blu. Tren istasyonu yakınlarında da Novotel, Ibis, Holiday Inn ve buranın zincir oteli Premier Inn var.
Bristol ismi nereden geliyor derseniz Brigstow’mus buranın eski ismi, köprü kasabası gibi bir anlama geliyor. Castle Parktaki kale ve civarı şehrin ilk yerleşim yeriymiş, orda da bir köprü var, olmuş mu size şehrin ismi.
Ingilizler isim konusunda pek yaratıcı değiller, sokaklar genelde Queen Square, Prince Street vb. isimlerde. Adres bulmak da haliyle biraz zor, çünkü mesela Queen House, Queen Street diye bir adres var elinizde, numara yok, o ev sadece ismiyle anılıyor, bu yüzden BS1 5AD gibi posta kodları önemli, onlarla direkt gideceğiniz yeri bulabiliyorsunuz. Şehir sınırları içerisinde yaklaşık 500 bin kişi yaşıyor, büyük yani. 13. Yüzyıldan beri burası nehir kenarında olması ve iyi bir limanı olması sebebiyle önemliymiş.
Yani kısaca burada ticaret deseniz var, kültür deseniz var (iki tane büyük üniversitesi var: Bristol University ve UWE – University of West England) sanat deseniz o da var, çünkü burası Ingiliz sokak sanatçılarından en büyügü (street art ya da Graffiti de deniyor) Banksy’nin memleketi.
Şimdi bu Banksy’de biraz duralım, çünkü ilginç bir hikaye, en azından bence 🙂 Ingiltere ile ilgi genel bilgileri verirken bahsetmiştim, burası edebiyatın, muziğin, kültürün tavan yaptığı yerlerden biri. Ama bu sokak sanatı da nedir yahu derseniz Avrupa’da, 2. Dunya Savaşı döneminde ortaya çıkan, Berlin Duvarı ile iyice tavan yapan, hızlı bir şekilde yapılan, çoğunlukla sosyal içerikli, genelde illegal, ağırlıklı sprey boyayla yapılan resimler ya da duvar yazıları olarak tanımlanıyor. Üzerinde düşününce aslında ciddi yaratıcılık gerektirdiğini görüyorsunuz. Hip hop müzigi ile bağdaştırılıyor genelde, ama Amerika’da. Avrupa’da daha çok protesto icin yapılıyor.
Banksy gerçekten çok meşhur, eserleri milyon dolarlar ediyor, kimse kim olduğunu bilmiyor, kimliğini gizledikçe daha da merak ediliyor, Blur’un bir albüm kapağını resmetmiş, eserleri müzelerde de sergileniyor, Filistin’de de. Londra’da çizdiği bir resimde iki polisi öpüştürmüş, bir çoğunda hep bir protesto var, çok ince bir sekilde her şeye dokunduruyor, tarzı özgün vs. gibi sebeplerle bu kadar seviliyor. Sokaklar insanlara aittir diyen bir gerilla sanatçısı kısaca, ben de kendisini çok sevdim. Geçenlerde tutuklandı, kimliği afişe oldu gibi haberler çıktı, sonra yalanlandı, bir sürü de taklitçisi var.
Türkiye’de de gezi parkı eylemleri ile sokak sanatı aldı yürüdü. Herkes eserlerini müzelerde sergileyemiyor. Nasıl bazı yazarlar kendilerini bloglarda ifade ediyorlarsa, herkes kitap yazamıyorsa, bazı ressamlar da bunu yapıyor işte. Ben destekliyorum.
Bristol de benim gibi düşünüyor olacak ki en büyük müzeleri olan Bristol Museum & Art Gallery’de Banksy’nin bir eseri sergileniyor.

Bristol Müzesi – Çin yeni yılı Kutlamaları Sırasında / Müzisyenlerin solunda duran kafasına kova geçirilmiş heykel Banksy.
Yine Bristol’de iki senede bir sokak sanatı festivali düzenleniyor, sanatçılar bir sokakta, o sokaktaki apartmanların duvarına boydan boya graffti yapıyorlar, çok etkileyici.
Neyse bu kadar sanat yeter, artık gezilecek yerlerden bahsedeyim.
Merkez hep posta kodu olarak BS1 sınırları icerisinde kalıyor, internetten arama yapacaksanız işiniz kolaylaşır bu posta koduyla.
Öncelikle şehirde yürüyerek bir yerlere gitmek en mantıklı çözüm, yollar geniş, kaldırımlar rahat, yanınızda nehir var, ağaçlar, çiçekler. Bir başka alternatif bisiklet, burada sıkça kullanılıyor. Metro yok. Onun dışında otobüs de kullanabilirsiniz, tek gidiş bir kaç durak icin 1.5-2.5 pound, günlük sınırsız bilet alırsanız 4.4 pound. Biletleri otobüsün içinden alıyorsunuzö nereye gideceğinizi söylüyorsunuz. Şehir merkezinde bir sürü durak var, ama her otobüs her durakta durmuyor, bu yüzden bazen yan yana iki durak da olabiliyor, hangi otobüsün nereden kalktığına bakmakta fayda var, bazı duraklarda hangi otobüse kac dakika kaldığını gösteren panolar da var, ama ilk seferlerde kontrol etmek gerek.
Web sitesi: http://www.firstgroup.com
Uzun sure kalacaksanız buranın akbili touch card. İnternetten başvuru yapıyorsunuz, adresinize kart postalanıyor. Ama karta yukleme yapınca bilet fiyatı indirimli olmuyor.
Nehir uzerinde tekne turları da düzenleniyor.
Tabi araba da kiralanabilir, ama merkezde gerçekten gerek yok, bir de sağdan trafik, sigorta, park ücreti vs. derken astarı yüzünden pahalıya gelebilir.
Üstü açık turistik otobüslerle gezmek isterseniz de günlük fiyatları 14 pound. Tekne turuyla birleştirirseniz 20 pound. 20 duraktan istediğinizde inip istediğinizde biniyorsunuz.
http://www.citysightseeingbristol.co.uk
Benden şimdilik bu kadar. Ikinci yazıda gezilecek yerler, yenecek yemekler ve publar var.
Herkese iyi gezmeler..
Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez
Geri bildirim: Bristol 2: Yeni Evim | Seyahat Günlükleri
Geri bildirim: Bristol 4: Banksy – Dismaland | Seyahat Günlükleri
ceren hanim esimin okulu sebebiyle bristoldeyim sizinle tanismak istiyorum
Merhaba Zeliha,
Bana ce_aydin@yahoo.com mail adresinden ulasabilirsin.
Gorusmek uzere,
Ceren
İyi günler Ceren hanım,bilgilendirmeler için çok teşekkürler. biz Mayıs’ta 1 hafta Londra gezisi planladık. Fikrinizi almak istedim, Londra’dan günübirlik Bristol-Cardiff gezileri var mıdır? çünkü biz 1 günde günübirlik efektif gezemeyiz sanırım. Yoksa Bristol mü Cardiff’i mi seçmeliyiz gezmek için?
Merhaba, oncelikle tesekkurler yazimi begendiginiz icin. Onerim gunubirlik geziyi trenle kendiniz yapin, sehir olarak da Bath ve Bristol olur, hem ayni tren rotasindalar hem de Londra’ya daha yakinlar, umarim guzel gecer geziniz.
Ceren
Merhaba. Ben Bristol’e 1 yıllığına akademik amaçla geleceğim. Kalma seçenekleri hakkında ve uygun fiyatlı bir yer bulabilme şansım noktasında bilgi paylaşabilir misiniz?