Samatya’da Yemek, Yemek ve Yemek

Standard

Konuk Yazar: Ceren Aydın

Sevgili geziseverler,

Çok uzun zamandan beri yazamamıştım, ama hasret bitti, en sevdiğiniz konuk yazarınız yine işbaşında 🙂

Bayramdan sonra Lizbon notlarını paylaşacağım, ancak öncesinde İstanbul içinde de olsa herkesin bildiği, ama çoğumuzun gitmediği Samatya’dan bahsetmek istiyorum.

Samatya özellikle İstanbul’un gayrimüslimlerinin yoğun olarak olduğu, balık restoranlarıyla meşhur, küçük ve tatlı bir semt. Tabi bizim kuşak için en çok Şener Şen’in Ali Haydar Ustayı canlandırdığı, Türkan Şoray’ın ne yazık ki bence son iyi performansını sergilediği İkinci Bahar dizisinin de çekildiği semt.

Samatya1

Bu semti uzun zamandır ziyaret etmek istiyordum, kısmet bu hafta sonuna çıktı. En sevdiğim iki şey olan gezmek ve yemek de bu gezide buluştu. Nasıl mı? Anlatayım efendim.

Şimdi öncelikle her şey benim twitter öğrenmemle başladı. (Reklam saati: @Cerenayayay) Twitter’da gezerken gurmebus isimli bir grup keşfettim, altta gördüğünüz şirin otobüsle İstanbul’un orasına burasına giden, bir restorandan çıkıp diğerine giren, 4-5 saat boyunca aralıksız yiyen bir topluluk. Bir sonraki duraklarının Samatya olduğunu öğrenince hemen takıldım peşlerine.

Gurmebus Otobüsü

Gurmebus Otobüsü

Samatya, Fatih ilçesi sınırları içinde, gerçekten güzel ve küçücük bir yer. Meydandan uzaklaşıp ara sokaklarda harap olmuş kiliseleri, biraz ilerideki Yedikule zindanlarını görmek mümkün. Birkaç saat hiç sıkılmadan gezilebilir. Beni en çok üzen ise her zamanki gibi yapılan asimilasyon çalışmaları. Samatya değil mesela Kocamustafapaşa yazıyor durak isimlerinde. Üzücü.

Samatya ismini Yunanca “kumlu” anlamına gelen Psamatyon kelimesinden geliyor. Zaten önünde zamanında çok büyük bir liman varmış, o yüzden burada balık kültürü çok gelişmiş.

Samatya Meydanı – Develi Restaurant’ın terasından

Samatya Meydanı – Develi Restaurant’ın terasından

Samatya genelde iki üç katlı ahşap evlerden, evlerin altında meyhanelerden, balık pazarlarından, kahvehanelerden oluşuyor.

Dedim ya yemeye gittik diye, o zaman hemen yeme içme kültüründen bahsedeyim.

Tabi biz belli bir rotayı takip ettik, siz istediğinize gidersiniz, istemediğinize gitmezsiniz. Hiç birinin adreslerini vermiyorum, çünkü dediğim gibi hepsi birbirine çok yakın, bakına bakına bulunabilir, en kötü birine sorarsınız, mutlaka gösterir.

Tarihi Samatya Fırını: Tatlı ve tuzlu kurabiyeyeler, peksimet ve galeta alınabilir.

Namlı Şarküteri: Bildiğimiz Namlı ile bir alakası yok, ama burası diğer Namlı’dan daha eski, o yüzden ismi çalma vs de yok. Pastırma tattık, çeşit çeşit peynir tattık. Özellikle tulum peyniri inanılmazdı, dayıları peynirci olan beni dinleyin, mutlaka tulum peynirinden tadın.

Samatya Balık Evi: Mezeleriyle meşhurmuş.

Samatya4

Biz aşağıda göreceğiniz üzere haydari, enginar ve hamsi kokteyli mezelerini denedik, hepsi gayet lezzetliydi.

Samatya5

Sedir Restaurant: Buranın da kalamarı ve ciğeri meşhurmuş, Develi’den ayrılan ustalar burayı açmış. Ben ciğer yiyemiyorum, evet biliyorum çok şey kaçırıyorum, ama yanımda yiyenler ayıla bayıla yedi diyebilirim. Kalamar da aşağıdaki fotoğrafta solda görebileceğiniz gibi bol baharatlı, yuvarlak değil de şerit şerit kesilerek getiriliyor.  Ciğerin yanında ezdirmedi kendini, o da bol bol beğeni aldı.

Samatya6

Günbilir Restaurant: Balık konusunda bir başka otorite de burası. Balık çorbası, balık böreği, midye dolması, balık salatası, ahtapot, lakerda… Liste gidiyor da gidiyor. Yemek yarışmalarında alınan ödüller hiçbir yere sığamıyor.

Samatya7

Bu restaurant ismini birkaç sene önce vefat eden, Samatya’nın efsanelerinden Varujan Günbilir ustadan alıyor.

Develi: En meşhurunu en sona sakladık. Develi’yi azcık da olsa yemek yemeyi seven herkes duymuştur sanırım. 100 yıl önce Antep’te açılmış ilk Develi, 1966 yılından beri de Samatya’dalarmış. Tabi İstanbul’da şu an 7 farklı restaurant var, ama Samatya’nın yeri ayrı. Son durağımız burası olduğundan Develi’ye gelen kadar deli gibi doymuştuk tahmin edersiniz, bu yüzden kebapları deneyemedik. Ama tatlı için herkes azıcık daha yer açtı midesinde. Baklava, fıstık sarma, künefe, katmer denediklerimiz. Ben şahsen en çok katmeri beğendim, çok şekerli değil, içinde sıcacık peynir. Zaten Antepliler bunu kahvaltıda yerlermiş.

Develi- Terası şahane, manzara süper.

Develi- Terası şahane, manzara süper.

Katmer

Katmer

Baklava ve sarma

Baklava ve sarma

http://www.develikebap.com

Ya işte böyle. Yediğimiz bunca şeyden sonra son derece mutlu ve biraz suçluluk duyarak ayrıldık Samatya’dan, bir dahakine şöyle güzel bir fasıl yaparız diye kendi kendimize söz vererek.

Önümüzdeki haftalarda Lizbon notlarında görüşmek üzere.

Not: Bu yazı tamamen kişisel beğenilerden oluşmuştur, içerisinde herhangi bir reklam bulunmamaktadır.

Yazan: Ceren Aydın (Twitter:  @Cerenayayay )

Kategori: Konuk Yazarlar

Reklam

3 responses »

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s