Kapadokya’da Bir Gün

Standard

Konuk Yazar: Ceren Aydın

Herkese merhaba,

Adım adım Anadolu yazılarından sonuncusu Türkiye’de en sevdiğim bölgelerden biri olan Kapadokya hakkında. Kapadokya’ya 4 defa gittim, yazı ayrı güzel olur, sıcaktır ama, kışı ayrı güzel olur (Karla kaplı peribacaları). Bu sefer de baharını gördüm, o da apayrı güzeldi.
Kapadokya rüya gibidir, Unesco dünya mirası listesindedir.

8 Mart 2014 / Evet penise benziyor evet :)

8 Mart 2014 / Evet penise benziyor evet 🙂

Şimdi Kapadokya denince Uçhisar, Ürgüp, Göreme, Avanos bölgelerinin hepsi kast edilebiliyor, bu isimlerle de anılırsa kafanız karışmasın, zaten hepsi birbirine yakın ilçeler bunlar. Hepsi Nevşehir iline bağlı. Turlarla en çok gidiliyor, ama otobüsle ya da Kayseri’ye uçakla, sonra da araba kiralayarak da çok rahat gezilebilir. Kayseri ile Kapadokya arası arabayla yaklaşık 1 saat. Araba kiralamayı öneririm, taksi çok mantıklı değil.

Kayseri’den görünen Erciyes Dağı

Kayseri’den görünen Erciyes Dağı

Yine bir başka seçenek de kışın gelip hem Kapadokya bölgesini gezmek, hem de birkaç günlüğüne Erciyes’e gidip kayak yapmak. Bu iki geziyi birleştirmek de benim için başka bir zamana kaldı.

Bu arada Kapadokya’da Türk turistten çok yabancı turist var, özellikle kaya oluşumları Uzak doğulu turistlerin çok ama çok ilgisini çekiyor. Bu yüzden hiçbir şey çok uygun fiyatlı değil, genelde pahalı bile denebilir. Gerçi 30’lu yaşlardakiler Asmalı Konak dizisini hatırlarlar, o diziden sonra buralarda bir turizm patlaması yaşandı tam anlamıyla, sonrasında biraz durulmuş sanırım. Yine bir altı ay kadar önce manyağın biri bir Japon turisti öldürdü, belki hatırlarsınız, o zaman da ciddi bir darbe yemiş burası, ama şimdi yavaş yavaş eskiye dönüyormuş. Gördüğü her esnafla nasıl işler diye konuşan Ceren Kapadokya’dan bildiriyor 🙂

Özellikle son yıllarda çok moda olan balon turlarının kişi başı fiyatları 100-150 EUR arasında değişiyor. Ben yapamadım ne yazık ki ama sırf balon turu yapmak için buraya bir daha geleceğim söz verdim kendime. Genelde kaldığınız yerden sizi sabah 5 gibi alıyorlar, kısa bir eğitimden sonra bir-bir buçuk saatlik bir balon turu yapıyorsunuz. Bindiğiniz yerden farklı bir yerde iniyorsunuz, balonla aynı yere geri dönme imkanı olmadığı için, araçlarınız sizi indiğiniz yerde karşılıyor, otelinize bırakıyor. Bu arada sabahın körünü sizi uykusuz bırakmak için seçmemişler 🙂 Zavallı balon rüzgara karşı tamamen çaresiz, güneşin yeni doğduğu sabahın erken saatleri de rüzgarın en az olduğu saatlermiş, bu yüzden hep sabah yapılırmış bu balon turları. Tabi çok sıkı giyinmekte fayda var.

Zelve

Zelve

Kapadokya güzel atlar ülkesi demek, orjinali Farsça. (KatpaTuka) Pers – Yunan savaşları sırasında Persler buradan geçerken bu bölgeye bu ismi vermişler, çok iyi cins atlar yetiştiğini gördüklerinden.

Kalacak yer çok var, seçenekler sınırsız, ben Avanos’taki DoubleTreeby Hilton otelde kaldım, iş gezisiyle karışık bir geziydi, bu yüzden seçme şansım yoktu, ancak genel olarak çok memnun kaldım. Yemekler, odaların mimarisi, sauna havuz vs. çok hoş. Ancak Kapadokya’ya kadar gelmişken taşlardan oyulmuş çok hoş butik oteller var, oraları da deneyin derim.

Peribacaları / İngilizcesi fairychimney, bilimsel adı monolit / Türkiye’de Erzurum’da ve Afyon’da da benzer oluşumlar varmış.

Peribacaları / İngilizcesi fairychimney, bilimsel adı monolit / Türkiye’de Erzurum’da ve Afyon’da da benzer oluşumlar varmış.

Devren Vadisi / Peri bacalarının en popülerlerinden – Deve şeklinde olanı

Devren Vadisi / Peri bacalarının en popülerlerinden – Deve şeklinde olanı

Yemek olarak da Uçhisar kalesi yakınlarında ElaiRestaurant’ta yemek yedik, orasını da beğendim, öneririm. Özellikle ana yemekler ve yemek yanındaki fasıl ekibi başarılıydı. İstanbul’dan alışmışım, her an başımıza gelip bahşiş isteyecekler diye bekledim bir süre 🙂

Uçhisar- Gece

Uçhisar- Gece

Gelelim bu peribacalarının nasıl oluştuğuna. En derinine inersek peri bacalarının tam 20 milyon yıllık bir geçmişi var. O zamanlarda bu çevredeki 3 dağın (Erciyes, Hasandağ, Melendiz) üçü de volkanik dağlar. Sürekli bir püskürtme durumu var. Bu volkanik küller (tüfler) rüzgarlar, bulutla, yağmurla taşınıyor civara. Bu yaklaşık 5 milyon yıl sürüyor. Bu volkanlar içlerindeki minerallere göre farklı renklerde de püskürtebiliyorlar bu tüfleri. (Sülfür yeşil, bakır kırmızı oluşuma sebep oluyor vb.)

Sonraki 15 milyon yıl da bu biriken katmanların erozyona uğrayarak erimesiyle geçiyor. Bazalt ve kültaşı gibi farklı yapıdaki taşların da faklı şekillerde erozyona uğramasıyla bu peri bacaları oluşuyor işte. Bazalt üstteki şapkayı, kültaşı da alttaki tabakayı oluşturuyor. Bunlar Göreme vadisinde en belirgin şekilde görünüyor. Tabi düşününce üzücü, erozyon devam edecek ve bu muhteşem doğa da zamanla yok olacak.

Göreme Milli Parkı / Panaroma Vadisi – Erozyonun açtığı yollar belirgin şekilde görünüyor.

Göreme Milli Parkı / Panaroma Vadisi – Erozyonun açtığı yollar belirgin şekilde görünüyor.

Yine Kapadokya’nın olmazsa olmazlarından biri de Avanos’ta çömlek atölyesi gezmek. Biz ekipçe Venessa Seramik’e gittik. Venessa Avanos demek. Çömlekçilik burada çok yaygın çünkü Kızılırmak’tan çok kaliteli çamur çıkarmış. Gittiğiniz atölyede muhtemelen önce kısa bir tanıtım ve şov yapacaklardır. Bize de yaptılar. Orada çalışan öğrenci ya da usta (öğrencilikten ustalığa geçmek 10 yıl sürüyormuş!) size küçük bir şekerlik yapıyor 2 dakikada. Anlattıklarına göre eski zamanlarda babalar kızlarını isteyen çömlekçi erkeklerden şekerlik yapmalarını istermiş. Şekerliğin önce alt kısmı yapılır, sonra da kapağı yapılırmış. Eğer kapak şekerliğe tam oturmazsa kız mız verilmezmiş, bu adam kızımızı geçindiremez, beceriksiz diye 🙂

Size kısaca hazırlık ve fırınlama dönemleri hakkında da bilgi veriliyor. Mesela bir defa fırınlanan kırmızı seramiklerin içi sırla dışı vernikle kaplanırmış. İki defa fırınlanan beyaz seramiklerin ise içi de dışı da sırla kaplanırmış. Kaliteli seramikler quartz tozuyla boyananlarmış, renkleri sabit tutar ve uzun yıllar saklarmış. Pahalı olduklarını söylemek zorundayım, tabi çok ince işçilik ve el işi var.

Öğle yemeğimizi de Avanos’ta VenessaSerak’in hemen arkasındaki Han Restaurant’ta yedik, açık büfe, aradığınız her şeyi bulabilirsiniz, tabi lüks ya da otantik bir ortam beklemeyin, hatta bütün tur otobüsleri geldiği için biraz kalabalık, yine de çok vaktiniz yoksa denenebilir.

Yine bu bölgeye özgü testi kebabı vardır, o da denenebilir. Aslen Yozgat yemeği olduğunu ama Avanos’taki çanak çömlek durumlarıyla ilişkilendirildiği için burada da bayağı iyi yapıldığını duymuştum, ben çok etçi biri olmadığım için denemedim, ama öneren çok var.

Bunun dışında bu sefer gidemediğim ama geçen gezilerimde gittiğim Ihlara Vadisi ve Göreme Açık Hava Müzesi içindeki yer altı şehirleri (http://www.muze.gov.tr/goreme / Yerin 7-8 kat altına inen kayalardan oyulma bir yer altı şehri, en az 2 saat ayrılmalı) mutlaka gelmişken görmeniz gereken yerler.

Şarapçıysanız Turasan Şarap Fabrikası ve Uçhisar Kalesi de vaktiniz varsa gidebileceğiniz yerlerden.

Halı-kilim olayına hiç girmiyorum, bana çok gereksiz gelir, ama illa isterim diyorsanız kıran kırana pazarlık yapın derim.

Benim anlatacaklarım bu kadar. En son Kayseri’den havaalanına 1 km mesafedeki Göncüler’den ya da Şahin’den mantınızı, sucuğunuzu ve pastırmanızı (kuşgönü olacak tabi ki) almayı unutmayın diyorum.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Ceren Aydın (Twitter: @Cerenayayay)

Kategori: Konuk Yazarlar

 

 

 

 

 

Bir cevap »

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s