İstanbul’da Lale Zamanı – Emirgan Korusu

Standard

Konuk Yazar: Ceren Aydın

Herkese merhaba,

Duyduk duymadık demeyin, 9. İstanbul Lale Festivali 1-30 Nisan arasında. Harcanan paraya üzülmeyi bir yana bırakırsak, bir aylığına da olsa, özellikle Emirgan Korusu’na mutlaka gidilmeli ve o laleler bol bol gezilmeli, yeşil çimlerde yuvarlanılmalı, piknik yapılmalı.

laleler1

Ben 6 Nisan Pazar günü yaklaşık 2-3 saatimi burada geçirdim, 3 saat de gidip gelmesi sürdü. Özellikle hafta sonu olması dolayısıyla hem Beşiktaş, Hem Maslak, Hem Sarıyer yönlerinde çok trafik vardı, saatlerce bekledik. Arabayla gelmek zorundaysanız otopark var, ama en mantıklısı Maslak’tan yaya gelmek.

Emirgan Korusu ve Şelale

Emirgan Korusu ve Şelale

Şimdi biraz Emirgan Korusundan bahsetmek gerekirse, bu alan 452.000 metre kareymiş. Yokuş yukarı da çıkmak gerektiğinden içinde rahat ayakkabılar kullanmakta fayda var. Pazar günü çılgın bir kalabalık olmasına rağmen yine de sakin köşeler bulmak, etrafı seyretmek, yatmak güneşlenmek, çimlerin üzerinde kitap okumak mümkün. Kesinlikle çok rahatlatıcı bir yer. 90 tür ağaç bulunuyormuş içinde. (Broşüründen öğrendiğime göre) Tabi lalelerle ayrı güzel oluyor.

Laleler ve sarı köşk

Laleler ve sarı köşk

Emirgan Korusu’nun içinde Pembe Köşk, Sarı Köşk ve Beyaz Köşk olmak üzere 3 tane köşk var. Özellikle sarı köşk hem hafta sonu vasat da olsa açık büfe kahvaltı verdiği için hem de manzarasının çok güzel olmasından dolayı çok sevilen bir yer. Beltur işletiyor, bu yüzden hizmet kalitesi adına süper şeyler söyleyemeyeceğim ne yazık ki, ama bir alternatif olabilir.

Gelin-damat fotoğrafları açısından da çok popüler bir yer burası. Adım başı bir geline rastlayabiliyorsunuz.

3-4 farklı yerden giriş yapılabiliyor ama en kolayı hemen Sakıp Sabancı Müzesi’nin bitiminde, Mehtap Cafe’nin yanındaki giriş.

Bu arada korunun içinde isterseniz lale satın alabileceğiniz bir yer de var.

Yeni açmaya başlayan erguvanlar ve Koru’dan Boğaz manzarası

Yeni açmaya başlayan erguvanlar ve Koru’dan Boğaz manzarası

Sincapları da görebilirsiniz diyor herkes, kalabalıktan dolayı ben göremedim, ama sincap heykelleri var etrafta bir sürü, bari onlardan göstereyim size 🙂

laleler5

laleler6

Korunun içinde çimlerden yapılmış piyano ve gitar çalan adam figürleri var ki çok hoşumuza gitti.

Gelelim lalelere.Toplamda 3000 çeşit lale olduğunu biliyor muydunuz?

Lale gül ve kasımpatıdan sonra dünyanın en popüler üçüncü çiçeğiymiş. Kokusuz olmasa muhtemelen en popüleri olurdu.

Anavatanı Pamir, Hindukuş ve Tanrı dağlarıymış, Kavimler Göçü sırasında Anadolu’ya gelmiş. 16’ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda Kralı’na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalılar’ı ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalılar’ıhayranlık içinde bırakmış, sonra Hollanda bildiğiniz gibi laleyi delice sahiplenmiş.Hollandalıların ilk arakladığı lalenin adı tülbent lalesiymiş, tulip adı buradan geliyor.

Bu arada Lale Devri tarihte bize çok anlatılan bir konu. Edebiyatta da lale Allah’ı simgelermiş. Hatta Edirne’de belki bilirsiniz, Selimiye Camiindeki ters lale figürü de meşhurdur, hakkında pek çok rivayet vardır.

Hollanda’da da Lale Çılgınlığı diye bir devir yaşanmış, 1600’larda, lale soğanlarının fiyatlarının aniden yükselip düştüğü bir dönemmiş.

Yine Alexander Dumas’ın “Siyah Lale” diye bir kitabı vardır, gerçek siyah lale yetiştirene ödül vadedilir, ve olaylar gelişir. Siyah lale diye bir şey yok bu arada gerçekten. Siyaha yakın, koyu mor, koyu bordo gibi renkler var ama gerçek siyah değil.

Bir de Ömer Seyfettin’in “Beyaz Lale” diye bir romanı var, ama ömrümde bu kadar sapık bir roman okumadım diyorum, geçiyorum.

laleler7

Lale soğanları, sonbaharda dikilip, bulunduğu sıcaklık seviyesinebağlı olarak, şubat-mayıs ayları arasında çiçekleniyormuş. Çiçekler öldükten sonra soğanları topraktan çıkarıp, bir sonraki sonbahara kadar serin bir yerde bunları saklayıp tekrar tekrar ekilebiliyormuş. Hatta bu yapılmasın da her sene satışlar devam etsin diye Hollanda’da bu soğanlar kısırlaştırılıyormuş.

laleler8

Genetiğiyle oynanmış çok lale olmasına rağmen nedense “lalede altı yaprak olur” kuralı hiç bozulmamış, genetiğiyle oynanmış lalelerde de altı yaprak olmuş.

laleler9

laleler10

Ceren’in sanatsal beyaz lale çalışması :)

Ceren’in sanatsal beyaz lale çalışması 🙂

Tabi burada bir özeleştiri yapmak zorundayım. Hollanda’da birkaç defa bulunmuş bir insan olarak diyebilirim ki İstanbul’daki “Lale anavatanına dönüyor” projesi hem geçici, hem de gereksiz lüks bir proje olarak görülüyor. Bu laleler hayatımızın içinde değiller, Hollanda’daki gibi bir sahiplenme yok, bakıyorsunuz, beğeniyorsunuz, o kadar. Hollanda’da yapılan ekimin dörtte birinin lale olduğunu öğrendiğimde yaşadığım şaşkınlığı tahmin edersiniz.(Yılda 4 milyar lale yetiştirilip 3 milyarı ihraç ediliyormuş.)

laleler12

Benden bu kadar. Hızınızı alamadıysanız Sabancı Müzesi’yle devam edin, Sütiş’te bir mola verin, sonra da kendinizi sahilde hızlı bir yürüyüşe kaptırın derim.

Herkese iyi gezmeler…

Twitter: @cerenayayay

Instagram: gezcerengez

 

 

Bir cevap »

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s