Konuk Yazar: Ceren Aydın Topkaya
Herkese merhaba,
Mayıs başında 2 günlük bir York tatili yaptık 4 kişi. Ilk gün York şehrini, ikinci gün de etrafını gezdik, notları da toparladım, buyrunuz efendim.
York İngiltere’nin kuzeyinde kalan küçük ama çok popüler turistik bir bölge, Amerika’daki New York’a adını vermiş yer ne de olsa. Biz Bristol’dan arabayla 4.5 saatte geldik. Trenle Londra’dan, Birmingham’dan ve bir çok merkezi noktadan ulaşabilirsiniz.
York’ta ilk yapılan aktivite şehri çepeçevre saran surları (York city walls diye geçiyor) gezmek. Yaklaşık 1 saatte gezebilirsiniz. Aralarda merdivenler de var, istediğiniz yerde merdivenlerle şehrin sokaklarına karışabilirsiniz.
Biz once York Brewery’e baktık, ne yazık ki resmi tatil dıye kapalıydı, bira yapımı ve tadımı vardı. İlgilenenler için 8 pound, belli saatleri var o yüzden önceden bakın.
http://www.york-brewery.co.uk/Tours
Unutmadan, burası V for Vendetta filmine de konu olan Guy Fawkes’ın memleketi.
Ayrıcaaaa ünlü aktris Judi Dench de York asıllı.
Madem bira içemiyoruz o zaman trenleri görelim dedik ve National Railway Museum’u gezdik. Ücretsiz bir müze, içinde 10-15 farklı tren var, yemek yenecek yerler var vs, ama vaktiniz kısıtlıysa değmeyebilir.
York Minster York’un katedrali, dışı da içi de güzel. Ilk 600’lü yıllarda yapılmaya başlanmış, sonra 1200-1300 gibi ek kulelerle tamamlanmış. Roma imparatoru Konstantin’i 306 yılında imparator olarak kabul etmişler bu yüzden katedralin hemen yanında bir de Konstantin heykeli var.
Burada biraz York tarihinden de bahsedeyim. İlk Romalılar buraya gelmiş, MS 71 yılında ve şehre Eboracum demişler. Sonra sırasıyla Anglo saksonlar ve Vikingler şehre gelmişler. Hatta şehirde bir Viking Müzesi var. Jorvik (şehrin Viking dönemindeki adı—York adı da bundan geliyor) Viking Center diye geçiyor, merkezde yine, ama giriş ücreti 10 pound gibi bir şeydi, bize de fazla geldi 🙂 Merak edenler için http://www.jorvik-viking-centre.co.uk
Sonraki dönemler de Norman dönemi, Tudor dönemi, Gregoryan Dönemi ve Viktoryan Dönemi olarak geçiyor. Ingiltere tairihinde önemli bir yeri olan Güller Savaşı (War of Roses) yine bu bölgede.
York’un tarihi dışında sokakları da çok güzel. Ozellikle Shambles dedikleri bölge, özellikle Coppergate, Castlegate, Stonegate, Swinegate vb diye geçiyor. Burada gate demek sokak demek, bar demek de kapı demek. Mesela biz şehre Mickelgate Bar’dan girdik, bu Mickel Sokağına açılan kapı demek 🙂
York’ta görülecek bir başka yer de Clifford’s Tower.
Şehirde otobüs ve yürüyüş turları da yapılıyor. Otobüs gereksiz ama tarhi bilgi de veren yürüyüş turları için buraya bakılabilir:
http://avgyork.co.uk/?page_id=17
Ek olarak nehir turları da var.
Bir de York Dungeons ve Ghost Hunt of York diye korkutucu olduğunu iddia eden yerler de var ama çok eğlenceli olmaz diye düşünerek onları da es geçtik.
York’la ilgili şöyle genel bir eleştirimiz oldu, şehirde biraz abartı var. Mesela Tren Müzesi hemen kendini World’s Greatest Railway Museum diye satıyor, ya da bir kartpostalda gördük, üzerinde curiosities of York yazıyordu, ve kırmızı bir şeytan heykeli vardı, ben tutturdum gidelim diye, bir gittik gördük, dedik herhalde bu değil 🙂 Çünkü gerçekten çok gereksiz ve muhtemelen hiç bir önemi olmayan küçücük bir şeydi. Ve bunun gibi bir sürü şey, yani demem odur ki bazı yerlerde gereksiz beklentiye girmeyin, benim gibi hayal kırıklığına uğramayın.
Bank Holiday/resmi tatil olmasından dolayı her yer doluydu, yemek ve pub için bir sürü yer not almıştım, ama hiç birine gidemedik, öğle yemeğini Shambles’da Shambles pub’da yedik, akşam yemeğini de normalde Delrio’s diye bir italyan restoranında yiyecektik, orda yer olmayınca otel yolunda Lo Spuntino’da yedik, bence fena değildi.
Pub olarak bir tek Artful Dodger deneyebildiğim, duvarlarındaki graffitiler enteresandı.
Not aldıklarım da şöyle: Sea Catcher, York Tap, Ye Old Starre Inn (en eski pub), House of Trembling Madness, The Nook, Ye Old Shambles Tavern, The Maltings, Black Swan Inn. Ek olarak isteyene Kapadokya Türk restoranı da mevcut.
Gece merkeze 10 dakika yürüme mesafesinde olan Wheatlands Lodge Hotel’de kaldık, booking.com üzerinden ayarladık. Gecelik 2 kişi oda fiyatı 70 pound gibi bir şeydi, personelin ve müşterilerin yaş ortalaması yüksekti, bir de otelde çılgın bir Laurel & Hardy biblo koleksiyonu vardı, yüzlerce diyebilirim. Biraz garipti açıkçası, ama kahvaltı da oda da gayet iyiydi. Bir de York’ta at yarışları yapılıyor, otel de at yarışlarının yapıldığı yerin hemen yanında, meraklısına 🙂
Benden şimdilik bu kadar. Sırada Yorkshire Bölgesi var.
Herkese iyi gezmeler..
Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez
Geri bildirim: Mayısta York 2 : Yorkshire | Seyahat Günlükleri