Konuk Yazar Ceren Aydın Topkaya
Herkese merhaba,
Edinburgh’da üçüncü günümüzde çevreyi gezmeye karar verdik. Pek bilinmeyen Mussleburgh, North Berwick, Haddington kasabalarını ziyaret ettik, Glenkinche Distillery’de viski yapımını öğrendik, en son da Falkirk’te meşhur The Kelpies at heykellerini görüp Edinburgh’a döndük.
Sabah yola çıkmadan önce yapmak istediğimiz son bir şey vardı, o da İngiliz Kraliyet aliesinin (Lady Diana ve Kraliçe Elizabeth’in de kullandığı) meşhur yatı The Royal Yacht Brittania’yı görmek. Aslında Edinburgh deniz kenarında, ama old town ve new town denen merkezi bölgeler iç taraflarda, o yüzden denizi görmemiştik, bu sayede onu da görmüş olduk, gerçi burası limanın olduğu endüstriyel bir bölge, o yüzden pek aktivite yok.
Yata Ocean Terminal Shopping Center içinden geçerek giriyorsunuz, tam pazarlama dehası işte, bu sayede alışveriş merkezinde takılmanız da garanti oluyor. Biz yatın içine girmedik, sadece alışveriş merkezinin balkonuna çıkıp fotoğraf çektik. Giriş 14 pound.
Biraz bizim Savarona’mıza benziyor, mütevazi ama çok klas bir yat. Arap şeyhlerinin veya sonradan görme Rus zenginlerinin yatlarıyla kıyaslanınca zevk parayla olmuyor lafını hatırlıyor insan.
Edinburgh’dan çıktıktan sonra Coastal Trail ya da Sotland Golf Trail denen yolu takip ettik, böylece sürekli deniz kenarından ve golf merkezlerinin içinden gitmiş olduk. İskoçya’da özellikle bu bölgede, ki bu bölgeye lowlands deniyor, bir sürü golf merkezi olduğunu da öğrenmiş olduk. Golf bizdeki gibi çok zengin sporu olarak da görülmüyor bu bölgede.
Norht Berwick kesinlikle güzel bir kasabaydı, turistik de sayılır, içinde çok güzel bir liman, 1100 yılından kalma eski bir kilise ve Quality Street denen, bir sürü güzel restoranın olduğu bir sokak vardı. Biz Ship Inn restoranda öğle yemeğimizi yedik, ve kesinlikle lezzetliydi, ayrıca istakoz da pişiriyorlardı. Ben deniz ürünü yemiyorum ama benim dışımdakiler fish and chips yemekten baymışlardı, onlar için hoş bir alternatif oldu 🙂
Sonraki durağımız Sattire Trail üzerinde, Haddington kasabası yakınındaki Glenkinchie Distillery’ydi. Aslında Edinburgh merkezden 40-45 dakika mesafede, ve şehir merkezinden tur yapıyorlar, ama o turla geldiğinizde ulaşım + viski yapımını öğrenmek + 2 adet viski tadımı 20 pound, biz arabayla kendimiz gidince viski yapımını öğrenmek + 2 adet viski tadımı 6 pounda geldi, tek problem alkollü olmak olabilir, ciddi viski içmeyi planlıyorsanız, ama bizim denediklerimiz tadımlıktı, bu yüzden hiç sorun yaşamadık.
www.discovering-distilleries.com/glenkinchie
Bir de bu viski merkezinin bir özelliği de Discovering Distilleries denen, İskoçya’nın değişik bölgelerine yayılmış 12 adet merkezden biri olması. Bu merkezler hem birbirlerinin viskilerini satıyorlar, hem de tura katıldığınızda size viski pasaportu diye bir şey veriyorlar, ve bu pasaportu bir kez alınca diğer merkezlerde ücretsiz tadım yapabiliyorsunuz. Pasaportunuza gittiğiniz viski disttilery’lerde damga vuruyorlar, eğer 12’sine birden gitmeyi başarırsanız pasaportu gönderiyorsunuz, size bir hediye veriyorlar. Biz bunu bilmeden gitmiştik, oraya gittiğimizde öğrenince hoş bir sürpriz oldu. Hepine gidemedik tabi ama Inverness yolunda üç tanesine daha uğradık 🙂
Viski yapılan yerde güvenlik sebebiyle fotoğraf çektirmiyorlar, burası ise depoları. Her bir fıçıda yaklaşık 250 kg viski varmış, buradaki toplam viskinin fiyatını söyleyince rehberimiz dudağımız uçukladı tahmin edersiniz. Ama viski almadık, çünkü hem hiç birimiz acayip viski sevdalıları değildik, hem de fiyatlar uygun değildi açıkçası.
İskoçya’da yapılan viskinin büyük çoğunluğu Amerika’dakinin aksine single malt whiskey oluyormuş, ve yine Amerika’dakinin aksine İskoçlar fıçıları bir defa değil tekrar tekrar kullanırlarmış, viski tadının çoğunu fıçının yapıldığı ağaçtan alıyor, Amerikalılar bir kez kullanıp bize satıyorlar dedi rehberimiz. Bakış açısı farkı enteresan. Bu arada viskinin a’dan z’ye hazırlanması minimum 3-4 hafta.
Size dilimin döndüğünce viskinin nasıl yapıldığını da anlatmaya çalışayım. Viski üç ana malzemeden üretiliyor: Su – yeast denen maya ve barley denen arpa.
İskoçya’da yaklaşık 100 adet irili ufaklı viski üretim yeri var ve bunun sebebi İskoçya’nın suyunun kalitesi. Ben Bursa’lıyım, Erikli suyu Bursa’dandır belki bilirsiniz, İskoçya’da çeşmeden resmen Erikli suyu kalitesinde su içiyorsunuz, sularının kalitesi müthiş, ve bu da birebir viski kalitesini etkiliyormuş.
Önce arpa iki gün kurutuluyor, sonra buna isli bir tad almak isterlerse peat dedikleri bir tür kömür ile is (smoke) ekliyorlar, sonra bunu öğütüyorlar, sonra su ile eritiyorlar, tam şekerlenmeden enzim sürecini bitiriyorlar. Sonra 60-100 saat arası bir fermantasyon süreci oluyor, sonra da distilletion süreci oluyor, buna bir kettle gibi örneğini verdiler, viskinin %40’ı kalıyor, gerisi uçuyor.

İskoçya’nın bölgelerine gore farklı viskiler üretiliyor, mesela daha dumanlı, ya da daha meyvalı gibi.
Viskide bakılacaklar da rengi, bardaktaki hareketi, kokusu ve tadı diye özetlenebilir. Bu arada ilk viskisini meraktan 18 yaşında içen ve hiç sevmeyen biri olarak diyebilirim ki hala bayılmıyorum, ama gerçekten yıllarca bekledikten sonra içimi çok yumuşak olabiliyor, kaliteli viski fark ediyor. (size 12 yıllık viskiyi denetiyorlar.)
Gelelim bu muhteşem at heykellerine, yani The Kelpies’e.
Kelpies heykelleri Edinburgh ile Glasgow arasında, Falkirk denen bölgede kalıyor. Yaklasık 30 metre boyunda, tamamıyla metalden yapılmış at başı heykelleri. Aslında çok yeni, 2013 yılında inşa edilmiş, 2014 yılında da ziyarete açılmış. İskoçya’nın sayesinde yükselen ve endüstriye geçişte kullanılan tarihi mirasının atlar olması sebebiyle at heykelleri seçilmiş. Kelpie İskoç mitolojisinde geçen bir tür su kenarında yaşayan periymiş, ama 10 at gücündeymiş.
Metal plakalar yaklaşık 600 ton ağırlığındaymış.
Biz gittiğimizde akşam 7 olmuştu, ama hala neredeyse dibine kadar girebildik, rehberli tur da yapıyorlarmış ama çok da gerek olmadı.
Gece de Edinburgh’a geri dönüp Leigh Walk denen bölgede Vittoria İtalyan restoranında yemek yedik.
Benden şimdilik bu kadar. Highland bölgesi ile devam edeceğim.
Herkese iyi gezmeler..
Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez