Konuk Yazar: Ceren Aydın Topkaya
Herkese merhaba,
İngiltere’de ilk tatilimizi Paskalya tatilinde yaptık, yani Bristol ve Londra dışında İngiltere’de ilk gördüğüm yerler buralar oldu. Önce Penzance’ı, sonra St. Mary adasını ve en son da Plymouth’u gördük, hepsini beğendik (En çok Plymouth’u). Üç yazı olarak buraları anlatacağım.
Bristol’den Penzance’a yaklaşık 4 saat süren bir tren yolculuğuyla geldik, 4 kişi 90 pound verdik. Tren yolculuğu Cornwall bölgesini inceleyebilmek için iyi bir fırsat oldu, zaten Cornwall İngiltere’nin tarım bölgesi, iklimi de güneyde olduğundan dolayı daha ılıman, göz alabildiğine tarla o yüzden.
Penzance küçük bir yer olduğu için yer bulmakta zorlanmıştık, www.holidaylettings.co.uk sitesinden son anda yalvar yakar bir gecelik kalacak yer bulabildik, normalde bu evler haftalık kiralanıyor, bu adamcağız da evini cumartesiden cumartesiye kiralıyormuş, biz sadece cuma kalacağız, nolur nolur deyince razı oldu, gecelik 4 kişi toplam 90 pound verdik. Evin ismi vardı, Rum Store, yine aynı kişinin işlettiği Boat Shed Restoranın hemen üstüydü, çok merkezi bir yerdi.
Penzance ile ilgili Pirates of Penzance diye bir opera bile var, yani burası bu kadar eski bir liman şehri, korsanlarıyla meşhur, limanda da korsan gemileri var girip gezebildiğiniz.
Evet burada Türk’ün kafası diye bir pub var 🙂 Hem de Penzance’ın en eski pub’ı. 11. Yüzyıldan kalma. 1233’te Penzance Türkler tarafından istila edilmiş de, işte yakalanan Türklerin kafası kesiliyormuş da, tabi anladınız, o zaman Türk mü vardı, İspanya’daki Endülüs Emevi Devleti’ni kastediyorlar.
Burada kendinize bir oda ayırıp 3 gece (minimum bu gibi) konaklayabilir veya bizim yaptığımız gibi önünden geçip bir fotoğrafını çekebilirsiniz. Oldukça detayla süslenmis, gösterişli bir bina, gözünüzden kaçmayacaktır.

Penzance Marketplace – Küçük bir şehir Penzance, dolayısıyla market alanı da epeyce küçük. Ama bize sevimli geldi.

Morrab Bahçeleri’nde karşılaştığımız, kendini biblo toplamaya adamış bir insanın bahçesi. Kaç tane biblo var sayamadık tabii ama bu sadece görünen kısmı, evin pencereleri de biblolarla doluydu!
Buralarda yine genelde kalıp sonra plajlara ya sörf veya spor yapmaya, ya da güneşlenmeye gidiliyor. Okuduğum kadarıyla Lands End, St. Ives ve St. Just en güzel bölgelermiş. Ayrica St. Ives bölgesi yürüyüş ve hiking için çok talep görüyormuş.

Admiral Benbow pub içi – Her köşesinde farklı br ayrıntı var, bana gore biraz tıkış tıkış, ama eğlenceli.
Gece yemeğimizi Admiral Benbow’da yedik, aslında burası üçüncü tercihimizdi, ilk Turk’s Head’de yemek istedik , adı dolayısıyla tabi, sonra deniz kenarında The Meadery dye bir restoranda yemek istedik, çünkü orası çok güzel görünüyordu, bir de mead bir içki çeşidi, balla yapılıyor, bir çok içkinin atasıymış, merak etmiştik, ama ikisinde de yer yoktu. Admiral’de yediğimiz yemek de gayet güzeldi bu arada. Sonra da Tremenheere diye, Wetherspoon pub zincirinin sahibi olduğu bir pubda bir şeyler içip kaldığımız eve gittik.
Bir de Penzance yakınlarında Tregonning Tepesi varmış, çok güzel bir manzarası varmış, onu da unutmadan yazayım.
Penzance hakkında daha fazla bilgi için: www.visitcornwall.com
Benden şimdilik bu kadar. Bir sonaki yazıda adalara gidiyoruz, St. Mary’s adasına.
Herkese iyi gezmeler..
Twitter: @cerenayayay
Instagram: gezcerengez
Takipteyim, samimi ve sıcak anlatımlarınız yaptığınız gezileri çok güzel bir şekilde öyküleştiriyor. Teşekkürler.
Ben tesekkur ederim guzel yorumlariniz icin.
Geri bildirim: İngiltere Paskalya Tatili 2: Isles of Scilly – St. Mary’s – 04.04.2015 | Seyahat Günlükleri